Emekli Hakim
Nusret ÇİÇEK
1973 Ankara Hukuk Fakültesi mezunu. Lise öğretmenliğini müteakip Türkiye'nin
bir çok il ve ilçelerinde Savcı, Başsavcı olarak görev yaptı. Adalet
Bakanlığında Bakan Danışmanı, Personel Genel Müdür Yardımcısı, Tetkik
Hakimliği görevlerinde bulundu. Son olarak Ankara Başsavcı Vekili
olarak görev yaptıktan sonra, Ağır Ceza Mahkemesi hakimliğinden emekli
oldu. Halen serbest avukatlık yapmaktadır. "Esirler" adlı romanı, "İmam
Başbakan" adlı yayınlanmış eserlerinin yanı sıra, bir süre Vakit Gazetesi'nde
köşe yazarlığı yaptı. Öğrencilik yıllarında "Yeniden İnkişaf" adlı
dergiyi yayınladı. "İkinci Türkiye" adlı eseri de yayına hazır.
Osmanlı'nın bıraktığı yerden işe başlamak
"Türk İslam Birliği" iddialı bir
konu. Eserin hayat bulması için Mimar
Sinan kabiliyetinde mimarlar
gerekir.. Ayrıca Bedrin Aslanları,
Malazgirt, Çanakkale karışımı bir
ruh. Rahmeti kadar zahmeti de
çok.. Tasarlanan bu projeyi hayata
geçirmek için Osmanlı'nın bıraktı
ğı yerden işe başlamak.. Stratejik
anlamda, kaleyi geri almak.. Bu
girişimin her daldaki manevi unsurları;
hoşgörü, sevgi, kardeşlik, uygar
planda sosyal ilişkiler; ilim ve
irfan ordusu.. Bozulanı, yıkılanı yeniden
ayağa kaldırmak için zorunlu
hamleler; sıklaşma, dayanışma,
elele vermek. Bir bakıma da dağılan imparatorluğun parçalarını hiç
olmasa ideoloji planında bir araya
getirmek.
Bana göre bu oluşumun bir adı
da, yeniden var olmak harekatı.
Millet olarak 1789 Fransız ihtilali
ile yıkıldık. Çernobil faciası gibi
etrafa yaydığı milliyetçilik radyasyonları
ile koca imparatorluk
yerle bir oldu. Her hastalığa çare
bulundu da ne hikmetse, bu aşırı
dozda insanların damarlarına giren
"milliyetçilik akımları"na bir çare
bulunamadı. Kur'an her ne kadar
bu müptezel hastalığın reçetesini
yazmışsa da insanların ilahi
vahiy pınarına karşı mesafelerinin
uzaklaşması sonucu, hastalık dünyamızda giderek yayıldı. Şimdi insanlar
dillerine ve de ırklarına göre
şekillenerek, ateşi hiçbir zaman
sönmeyecek yeni bir kavganın
oluşumunu hazırlıyorlar. Başka bir
deyişle de insanlık kendi elleriyle
sonunu hazırlıyor. Kavmiyetçilik
Allah'ın hiç sevmediği bir haslet.
O yüzden barış ve huzur planında
işi ele alan Kur'an; "Ey Ademin
oğulları, hepiniz bir anadan ve bir
de babadansınız" mesajını yaymaktadır. Arkasından da, "Müminler
ancak kardeştirler" son noktası.
Şimdiki halimize bakıyoruz; paramparça
olmuş bir İslam dünyası.
Yer altı zenginlikleri Siyonistler
tarafından sömürülen ülkeler. Toprakları
zorla işgal edilen devletler.
Zülüm, işkence hat safhada. Bütün
bir İslam alemini köleleştirmek için
de ortaya attıkları sinsi projeler.
"Büyük Ortadoğu Projesi" gibi.Dışarıda barışın olmadığı gibi içte de
bir takım siyasi mülahazalarla günü
birlik menfaat kavgaları. Sonuçta,
ruh dünyası tarumar olmuş bir
İslam alemi.. Bu versiyonda Türk
İslam Birliği çalışmalarını Türk Milletinin
fikir bazında bir önderliği
olarak düşünüyorum. Moğolistan'dan,
Kafkasları, Balkanları,
Arap yarımadasını, sonuçta bütün
dünya Müslümanlarını bir ülkü etrafı
nda birleştirecek yeni bir Osmanlı
hareketi. Öncüsü her zaman
olduğu gibi Türk milleti. Bu milletin
alt kimliğinde şüphesiz tüm
Müslüman kavimler mevcut. Onları
bir araya getirip tutturmak,
sonra da Kurân'ı anlamda bir
dünya barışı oluşturmak.. Şüphesiz
büyük bir olay. İnsanlık alemini
yeniden kendine getirecek kadar
şiddetli.. Yoksa, Bağdat'ı, Çeçenistan'ı,
Filistin'i yeniden eski haline
getirmenin başka çaresi yok.
|