Devlet Eski Bakanı, (MHP)
Rıza MÜFTÜOĞLU
TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ
Kimlik, insanın yaşantısında
çok önemli bir merhaledir.
İnsanoğlu, bu dünyaya
daha ilk geldiğinde,
kendine isim konarak çevresiyle ilk
ilişkiye başlar. Adı ve soyadı yaşamı
boyunca var olur.
Milletlerin de kimlikleri vardır.
Milletler milli kimlikleriyle anılır ve
hayatiyetini devam ettirirler.
Milletlerin milli kimliğinde iki
ana unsur vardır. Bunlardan biri ırkı
dır, diğeri de dinidir. Milli kimlik
daha geniş ifadeyle milli kültürle
eşdeğerdir.
Türkiye diye anılan bu ülkede
yaşayanların müşterek adı
Türk'dür. Irki mesele artık günümüz
dünyasında "ırkçılık" çizgisinde
değil, "ırki özellikler", "milli kültür",
"mensubiyet" " müşterek yaşama şuuru" çizgisinde ele alınmaktadır.
Türkiye'de bin yıla yakın bir süreden
beri birlikte yaşayan insanların köken farklılıkları olmuş olsa
dahi hepsinin müşterek adı
Türk'dür. Onun içindir ki Gazi
Mustafa Kemal Atatürk'ün en veciz
sözlerinden biri olan "Ne mutlu
Türküm diyene" sözü her türlü
tartışmaya son verecek içinde birden
çok anlamı olan bir rehber
sözdür.
Türkiye'de yaşayan insanların
hepsi (Çok az bir bölüm olan ve
asırlardır Müslüman Türk'ün geniş
hoşgörüsü altında yaşayan gayrimüslimler
hariç) Müslüman'dır.
Yani bu ülkede yaşayan insanlar
Müslümandır ve Türktür.
Nasıl ki Alman milleti Alman ve
Hıristiyandır. Türk milletinin de milli
kimliğinde Türklük ve İslamiyet
en üst derecedeki belirleyicilerdir.
Kimliğini bilmeyen toplumlar,
tıpkı adını bilmeyecek kadar şaşırmış ve kendini kaybetmiş bir insan
gibi yok olup gitmeye mahkum
olurlar.
Onun içindir ki milli kimliğini
öncelikle koruyan, sonra geliştiren
ve nihayet diğer milli kimlik sahibi
milletleri etkileyen ve hayran bırakan milletler sınıfına dahil olmak
mecburiyetindeyiz.
Onun içindir ki Türk-İslam ülküsü
Türk Milletinin önce ayakta durması,
bağımsız kalması, yükselmesi
ve kalkınması, güçlenmesi ve en
sonunda da dünyaya nizam vermesi
için tek yoldur ve kutlu bir
yoldur.
Türk-İslam ülküsü yolunda herkesin
birey olarak, sivil toplum örgütleri
olarak, toplum olarak ve
millet olarak yapacağı çok şeyleri
vardır. Çünkü bu ülkü ne "bana mı
kaldı" denecek, ne de "bütün hedefleri
gerçekleştirdik, çok şükür"
denebilecek bir ülküdür.
Bu ülkü, her ferdi içine alan ve
kıyamete kadar sürebilecek bir ülküdür.
İslamiyet, bütün insanlık için
tek kurtuluş yoludur.
Türklük, Türk milletinin dünyaya
İslamiyet'in İlahi nizamını ve
adaletini yayma idealini nihai hedef
kılan bir ülküdür. İslamiyet'in
ruhundan uzak bir Türkçülük çok
kuru ve dar çerçevedeki bir ideal
olur. En azından Türk Milletini emperyalist
olma çizgisine getirir.
Ama Türk-İslam ülküsü, İslamiyet'in
güneşi ile dünyayı aydınlatma
görevi demektir.
Türk-İslam ülküsü, Türklerin
tarih sahnesine tekrar İslamiyet'in
öncüsü olarak çıkması demektir.
Türk-İslam ülküsü, Türk Milletini
güçlü kılmak, çağlar üzerinden
aşırtmak demektir.
Türk-İslam ülküsü yeni bir Türk
asrı demektir.
Ne mutlu Türk-İslam ülküsü için
çalışanlara, gayret edip ter dökenlere,
yollara düşenlere, koşanlara,
kanatlananlara...
Türk İslam Birliği Dergisi çalışanlarına ve yöneticilerine bu nedenle
ayrıca tebriklerimi ve takdirlerimi,
saygılarımı ve sevgilerimi
sunmak isterim.
Bu kutlu yolda kenetlenmek dileğiyle. |