Prof. Dr. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanı
Hayrani ALTINTAŞ
1942 yılında Akşehir'de doğdu. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Altıntaş, "İbni Sina Metafiziği", "İslam Ahlak Felsefesi", "İslamın Gerçek Yüzü", "İnsan Ve Psikoloji", "Erzurumlu İbrahim Hakkı", "Mustafa Şekiptunç" isimli eserlerin yazarıdır.
Şimdiye kadar okuduğum Harun Yahya tarafından yazılmış kitaplardan büyük ölçüde yararlandığımı itiraf etmeliyim. Çünkü, bir ilahiyatçı olarak merak ettiğim bazı konuların çeşitli kaynaklardan derlenerek redakte edildiğini ve okuyucuların istifadesine sunulduğunu gördüm. Bu kaynaklardan bazıları benim ulaşmak istediğim fakat ulaşamadığım kaynaklardı. Diğer taraftan, bu eserlerde yer alan bilimsel konular, gerçekten, bana bir ilahiyatçının kullanması gereken verileri içeriyordu. Radyo ve televizyonlarda, konferanslarımda, yaptığım konuşmalarla ilgili olan ve araştırmam gereken bilimsel meseleler, bu eserlerle elimin altına gelmiş bulunuyordu. Bu bilimsel meseleler, sadece, Biyoloji, Fizik gibi konularda değil , aynı zamanda felsefi konularda ihtiyacım olan hususları ihtiva ediyordu. Estetik ile ilgili tabiattan bazı örnekler vermek gerektiği zaman, bitkiler ve hayvanlarla ilgili hususları bu kitaplardan elde edebiliyorum. Biyolojik olduğu kadar felsefi bir mesele olan Darwinizmi de aynı şekilde bu eserlerin verdiği bilgiler arasında bulabiliyorum.
Bu eserlerin hemen hepsi benim kitaplığımda bulunması gereken başvuru kaynakları olduğu gibi, kendilerinden Kur'anî yorumlar hususunda istifade edeceğim bilimsel bilgi kaynaklarıdır.
Bu sebeple, tebrik etmek ve bolca teşekkür etmek ilmi ve insani bir görev olmaktadır. Bu hususu haseten bildirmek isterim.
Bilim Araştırma Vakfı'nın faaliyetleri hakikaten takdire şayan çalışmalardır. Özellikle Milli meselelerle ilgili olarak gerçekleştirilen konferans, seminer, panel ve açık oturumların çok ciddi tarzda Türk insanını bilgilendirdiğini ifade etmek isterim. Kıbrıs, Kuzey Irak ve Türkmenler, Balkanlar ve Türk-İslam Birliği gibi konularda yapılan bütün faaliyetler, milli bir şuurun ortaya çıkmasına ve bu meseleler için milli çözümlerin üretilmesine imkan vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bekası için elzem olan milli meselelerdeki hassasiyetin canlı tutulmasına büyük katkıda bulunan bu faaliyetlerin devam etmesi bir zorunluluk ve bir vebal olarak Vakıf yöneticilerinin omuzlarında bulunmaktadır.
Yapılan bütün bu bilimsel faaliyetlerin hepsinde hazır bulunmak ve konuşmalardan faydalanmak istediğim halde, maalesef birçoğuna katılamadım. Bu yönden üzgün olduğumu söylemeliyim.
Bölüm başına dön |