Türk-İslam Dünyasında Birlik Arayışları
Kazakistan Devlet Başkanı / Nursultan Nazarbayev |
Dünya siyasetinin gidişatı, ülkelerin uluslararası birliktelikler içinde yer almasını zaruri hale getirmiştir. Bu yapılanmalar coğrafi, ekonomik, sosyal, kültürel ya da ticari ortak paydaların üzerine kurulabilmektedirler.
Türk Dünyası da ortak menfaatler doğrultusunda bir araya gelerek uluslararası hukuk çerçevesinde yardımlaşmalı ve birbirlerinin haklarını korumalıdırlar. Türk Cumhuriyetleri'nin bulunduğu Orta Asya'nın coğrafi, ekonomik, sosyal, kültürel ve ticari özellikleri bu bölgede bir ortaklık oluşturulmasını gerekli kılan başlıca faktörlerdir.
Dünyanın birçok devleti için Orta Asya'nın, gerek jeo-politik, gerek stratejik, gerekse yer altı kaynakları açısından son derece kritik bir değere sahip olduğu bilinmektedir. Birçok ülke, uzun vadedeki menfaatlerinin bu coğrafyadaki gelişmelerle yakından ilgili olduğunun bilincindedir.
Bölgede kısmi bile olsa meydana gelebilecek kalıcı bir istikrarsızlık ya da boşluk bu coğrafyada siyasi, ekonomik ve hatta dünya barışını tehdit edebilecek önemli sorunlar yaşatabilir. Bu nedenle, olası boşlukların önlenmesi için Türk Cumhuriyetleri'nin şimdiden sağlam bir fikir ve güç birliği yapmaları son derece acil ve mühimdir.
Nitekim Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bölgede oluşabilecek muhtemel istikrarsızlıkların önlenmesi açısından, bölge ülkeleri arasında işbirliğine gidilmesine öncülük etmiştir. Nazarbayev'in "Orta Asya Devletler Birliği" projesi ve Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi'nin ülkemizden talep ettiği bu yöndeki yardım ve destek, bölgede güçlü ve etkili bir işbirliği arzusunun açık birer ifadesi olmuştur.
"Orta Asya Devletler Birliği" projesinin, yani Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan arasında ekonomik işbirliğini geliştirme anlaşmasının Türk Birliği çatısı altında değerlendirilmesi gereklidir. Bu birliğin amacı ve çerçevesi daha da genişletilerek tüm Türk Cumhuriyetleri'ni kucaklayan bir ortaklığa gidilmesi mümkündür.
Bölgede oluşturulan birliklerin ya da çözüm önerilerinin daha geniş bir coğrafyada etkili olabilmesi için büyük Türk Birliği projesine ihtiyaç vardır. Bölgenin dünya platformunda sosyal ve ekonomik yönden hak ettiği yere gelmesi, ABD, Rusya ve Çin gibi büyük devletlerle ilişkilerin sağlam politikalar üzerine oturtulması, hassas siyasi dengelerin -Türk coğrafyasının durumu göz önünde bulundurularak- yeni stratejilerle güçlendirilmesi Türk Cumhuriyetleri'nin menfaatlerini gözetecek olan Türk Birliği ile mümkündür.
Türk Dünyası'nın devlet başkanlarının ve hükümet yöneticilerinin bu yönde attıkları her adım çok büyük öneme sahiptir. Bu çalışmalar çok yakından takip edilmeli ve desteklenmelidir.
Türk Dünyası'nda ve yeryüzünde kalıcı istikrarın sağlanması için atılacak en önemli adım, Türk Birliği altında birleşmekle olacaktır.
Asırlardır dünyada barışın ve istikrarın sembolü olan Türk Milleti, Allah'ın izniyle bir kez daha dünyada huzurun ve güvenin teminatı olacaktır. Türk Milleti buna layık ve ehildir. Türk Milleti, 600 yıl boyunca dünyaya nizam veren, bir yanda dünyanın süper gücü haline gelirken diğer yanda İslam aleminin bayraktarlığını yapan Osmanlı İmparatorluğu'nun mirasçısıdır. Türk Milleti sahip olduğu tarihi ve kültürel tecrübe ile Türk Birliği'nin kurulmasında önemli bir rol oynayacaktır. Gerek Türk Dünyası'nın gerekse İslam aleminin öncülüğünü yapmış bir milletin yer alacağı Türk Birliği, elbette ki yeryüzüne özlenen barış ve huzuru getirecek olan Türk-İslam Birliği'nin de çekirdeği olacaktır. Türk Birliği sayesinde büyük bölümünün Müslüman toplumlarının oluşturduğu Orta Asya ülkeleri arasındaki büyük uyum, işbirliği ve yardımlaşma ortamının tüm dünya Müslümanları için güzel bir örnek oluşturacağı çok açıktır. Bu nedenle Türk Birliği, Türk-İslam Birliği'nin çekirdeği olarak da değerlendirilebilir.
|