BİLİM ARAŞTIRMA VAKFI VE MİLLİ DEĞERLERİ KORUMA VAKFI'NIN EN SON ORGANİZASYONLARI
'DARWINİZM'İN ÇÖKÜŞÜ ve YARATILIŞ DELİLLERİ' SEMPOZYUMU
Bilim Araştırma Vakfı ve Milli Değerleri Koruma Vakfı tarafından 15-16 Ekim 2005 tarihlerinde 2 gün süren bilimsel bir sempozyum düzenlendi. Üsküdar Belediyesi Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen 'Darwinizmin Çöküşü ve Yaratılış Delilleri' sempozyumunda uzman ve tanınmış konuşmacılar söz aldı.
Sempozyumun amacının, insanlığa yıllardır pek çok felaket getirmiş olan evrim teorisinin ve Sosyal Darwinizmin ardındaki gerçeklerin tekrar vurgulanması olduğunu belirten Bilim Araştırma Vakfı Başkanı Tarkan Yavaş, bu yıkıma artık bir son verilmesi gerektiğini vurguladı. Milli Değerleri Koruma Vakfı Başkanı Altuğ Müştak Berker ise iki vakfın, Darwinizm yanılgısı ile ilgili ortaklaşa pekçok konferans düzenlediğini ve bu çalışmalarını devam ettireceklerini ifade etti.
15 Ekim Cumartesi günü başlayan sempozyumun açılışı 'Canlılardaki Fedakarlık' isimli multivizyon gösterisi ile oldu. Hemen akabinde Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Sayın Prof. Dr. Turan Güven 'Evrim ve Gerçek Bilim' başlıklı bir konuşma yaptı. Ardından Dr. Ömer Ilıcalı, Dr. Cihat Gündoğdu ve araştırmacı Erkan Seyhan'ın konuşmacı oldukları 'Yaratılış Gerçeği - 1' konulu bir panel gerçekleştirildi.
16 Ekim Pazar günü ise sempozyum, 'Evrimcilerin Sahtekarlıkları' isimli multivizyon gösterisi ile başladı. Daha sonra Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Başkanı Sayın Prof. Dr. Bekir Karlığa 'Sosyal Darwinizm' konulu bir konuşma yaptı. Sempozyum, Dr. Ömer Ilıcalı, Dr. Cihat Gündoğdu ve araştırmacı Erkan Seyhan'ın katılımı ile gerçekleşen 'Yaratılış Gerçeği - 2' paneli ile sona erdi.
Sempozyuma siyasetçiler, iş adamları, birçok sivil toplum kuruluşunun temsilcileri ve yabancı ülkelerin elçiliklerinden temsilciler katıldı.
Sempozyuma, Başbakan Yardımcısı Sayın Abdüllatif Şener, Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik, Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Atilla Koç, Devlet Bakanı Sayın Ali Babacan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş, AK Parti Nevşehir Milletvekili Sayın Mehmet Elkatmış, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Sayın Atilla Manas, Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Sayın Recai Kutan, Anavatan Partisi Genel Başkanı Sayın Erkan Mumcu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mete Doğan ve Pendik Belediye Başkanı Sayın Erol Kaya tebrik ve başarı mesajları gönderdiler.
15 Ekim 2005 Cumartesi...
Prof. Dr. Turan Güven
(Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi)
"Öncelikle Bilim Araştırma Vakfı'nın değerli üyelerine çok teşekkür etmek istiyorum. Onlar Türkiye'de hiçbir üniversitenin başaramadığını başardılar. Evrim teorisinin bilimsel geçersizliğinin herkese anlatılmasını bir görev olarak benimsemişler. Bu teori gerçekten de bilimsel olarak çökmüştür. Hiçbir bilimsel tutarlılığı yoktur. Bilim dogmalar üzerine yapılamaz. Eğer yapılırsa bilim olamaz. Evrim bir dogmadır. Israrla körü körüne savunulmaktadır. Bilim insanları birşeye inandırmaya çalışmaz. Bilim var olanı gösterir. Kanıtları ortaya koyar. Bugün de kanıtların gösterdiği açık tek şey vardır o da yeryüzünde bulunan her şeyin yaratılmış olduğudur. Hiçbir canlı tesadüfen oluşamaz. Bilim adamları çalışmalarını ve açıklamalarını tesadüfler üzerine yapamazlar. Bizim tek bir hücremizin içi kompleks bir fabrika gibidir. Ancak son teknoloji ürünü mikroskoplarla görülebilen bu fabrikalar nasıl olur da tesadüfen oluşmuş olabilir. Hiçbir aklı başında insan bunu iddia edemez."
Yaratılış Gerçeği Paneli 1
Dr. Ömer Ilıcalı
"Yaşamın kökenini incelediğimizde karşımıza muazzam bir komplekslik çıkıyor. Hiçbir tesadüfün canlıların yapıtaşı olan proteinleri oluşturamayacağı artık kanıtlanmış bir gerçektir. Evrim teorisinin ayakta tutulmaya çalışılmasının nedeni, bir bilimsel gerçekliği ortaya koymak değildir. Çünkü bilimsel kanıtlar onların iddialarının tam tersini gösteriyor. Onların ısrarlı iddialarının sebebi yalnızca ideolojiktir."
Dr. Cihat Gündoğdu
"Eğer evrimcilerin iddia ettikleri gibi türlerin birbirine dönüşümü bir gerçek olmuş olsaydı fosil bulgularında bu durum kanıtlanmalıydı. Yani pek çok ara geçiş formu fosiline ulaşmamız gerekirdi. Hatta bu sözde canlılara ait fosillerin sayısının çok fazla olması gerekirdi. Ne var ki, Darwin'den bu yana sayısız kazı çalışması yapılmış, birçok fosil ortaya çıkarılmış ancak bir tane bile ara geçiş formu fosili bulunamamıştır. Evrimciler fosil bulgularındaki bu gerçeği örtmek gayesiyle çeşitli sahtekarlıklara başvurmuşlardır."
15 Ekim 2005 Pazar
Sempozyumun ikinci günü
Prof Dr. Bekir Karlığa
(Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din bilimleri Bölümü Başkanı)
"Determinizm ve pozitivizm anlayışı tüm dünyada 80 sene evvel çökmüştür. Ancak ne yazık ki bizim ülkemizde hala savunucuları vardır. Her şeyin maddi bir nedeni vardır açıklaması Einstein'ın ve Heisenberg'in çalışmalarından elde ettikleri bulgular sonucu ortadan kalkmıştır. Böylece Faşizm ve diğer tüm totaliter rejimler, o zamana kadar hakim olan emperyalist anlayış kan kaybetmeye başlamıştır. 1950'den sonra bilim dünyasında bir tevazu ortaya çıktı. 'Bilimle her şeyi çözemeyiz' anlayışı benimsendi ve bu görüşün yerine vahiy temel alınmaya başlandı. Her şeyi tesadüfle açıklama inancı temelden yıkıldı.
Dünyada bundan böyle ortak bir ahlaki etiğin oluşması gerekmektedir. Geleceğin dünyasına artık yön verecek olan inanç değerleridir, imandır, dinlerdir. Bazı insanlar ne yazık ki dine karşı olan tavırlarını Sosyal Darwinizm ile son haddine kadar ulaştırdılar. Ama görüldü ki bu anlayış toplumları ve devletleri temelinden sarsıyor. Kanaatimce 21. yüzyıl iman çağı olacaktır. Aksini savunanlar da yok olacaktır. Bu nedenle 'güçlüyüm istediğimi yaparım' kafasındaki insanlara dur diyebilecek, yeni bir dünya düzenine ihtiyaç vardır. Bizim İslam Dünyasında önemli bir konumumuz var. Bizler Türk Dünyası, Müslüman Dünyası olarak bir medeniyetler çatışması başlatmak isteyenlere karşı mücadele vermeliyiz. Şanlı tarihi mirasımız bunu gerektiriyor."
Yaratılış Gerçeği Paneli 2
Dr. Cihat Gündoğdu
"Evrimcilerin ellerinde birtakım çizimler, maketler var ve bunları evrime delil olarak kullanmaya çalışıyorlar. Bu tam bir sahtekarlıktır. Çünkü yumuşak dokuların yapısının fosillerden tespit edilebilmesi imkansızdır. Ayrıca evrimcilerin ellerinde türlerin birbirlerinden sözde evrimleştiğini gösterecek hiçbir ara geçiş formu fosili yoktur. Evrimciler işte bu ara fosil ihtiyacından dolayı sahtekarlıklara başvurmaya başladılar. Örneğin Batı Nebraska'da 1922'de bulunan bir fosil dişi bulundu. Sadece bu tek azı dişinden yola çıkılarak çizimler yapıldı ve bu çizim insanın maymunsu atası olarak gösterilmeye çalışıldı. Bu dişten hayali canlının tüm vücut yapısı oluşturuldu, hatta ailesi bile çizimlerde yer aldı. Bu rekons-
trüksüyonlar müzelerde sergilendi. Ancak sonradan kazı çalışmalarına devam edildiğinde, söz konusu dişin bir yaban domuzuna ait olduğu saptandı. Evrimcilerin daha bunun gibi pek çok sahtekarlıkları vardır. Onlar bu yaptıklarıyla gerçek bilime gölge düşürüyorlar."
Dr. Ömer Ilıcalı
"Sahtekarlıklara her bilim dalında rastlanılabiliyor. Ama evrimdeki sahtekarlık olayı farklıdır, burada kasıt ve sistematik bir yaklaşım söz konusudur. Delil üretme ihtiyacı duydukları için bunu yapıyorlar. İnsanları yönlendirebilmek için sürekli bir propaganda çalışması içindeler. Hitler'in propaganda bakanı der ki: 'Bir yalanı yüksek sesle ve sürekli söylerseniz toplumu inandırırsınız.' Evrim teorisinin geçersizliği, yaratılış gerçeği anlatılınca daha iyi fark edilmektedir."

Erkan Seyhan (Endüstri Mühendisi - Tasarım Uzmanı)
"Evrimciler, iddialarını destekleyecek herhangi bir kanıt ortaya koyamamaktadırlar. Onların iddialarının asılsızlığını anlayabilmek için çevremizdeki canlıları yüzeysel olarak incelememiz bile yeterli olacaktır. Canlılar detaylı olarak incelendiğinde ise hiçbir canlının hiçbir organının tesadüfen oluşamayacağı çok daha net olarak anlaşılmaktadır. Bütün canlılarda basitliğe indirgenemeyecek bir komplekslik vardır. Elbetteki hiçbir kompleks yapının tesadüfen oluşması imkansızdır. Örneğin, bir sahilde dalgaların vurması ile kapısı, bacası, camları olan kumdan bir kale tesadüfen, kendi kendine oluşabilir mi? Oluşamayacağına göre canlılar gibi çok daha kompleks sistemler içeren varlıkların tesadüfen oluşması elbetteki mümkün değildir. Aksini iddia eden birisinin ya akli dengesi yerinde değildir ya da insanları aldatmaya yönelik bir planı vardır. Başka bir şey düşünemeyiz.
Şunu da belirtmek gerekir ki bilhassa son zamanlarda ortaya atılan 'akıllı tasarım' saptırmacasına da dikkat etmek gerekir. Çünkü bunu iddia edenler açıkça her şeyi Allah yaratmıştır dememektedirler. Bu çarpık inanışın, "tabiat ana" gibi ne anlama geldiği belli olmayan varlıklara sözde güçler atfeden yaklaşımlardan hiçbir farkı yoktur."

|